Bisiklet süreni kim öldürdü, biz gördük. Peki ya siz?

Spread the love
Tolga Beyenir, 350 Ankara'nın eylemlerine destek verirken.

Tolga Beyenir’in desek verdiği bir iklim eyleminden.

Son günlerde bisiklet kazalarını daha sık duyar olduk.

Pek çok insan artık bisikleti ile işine hatta tatiline gidiyor artık. Ama o gidişlerin geri dönüşleri olmuyor. Hep aynı hikaye, arkadan vuran araç kaçarak uzaklaşıyor. Çağatay gibi, Meril gibi pek çok insanı kaybettik. En son hafta sonu İzmit’ten bisikletle tatilden dönen 5 kişilik bir gruba araba çarparak kaçtı. Aralarında 1 kişi öldü; Tolga Beyenir, 350 Ankara’nın eylemlerine de destek veren, direniş heyecanını yaşayan aktivist ruhlu bir dostumuzdu.

Bütün bu olayların çok azında çarparak vuran araç yakalandı. Yakalananların bir kısmının aklandığını da gördük. Ama, bisiklet süreni asıl kim öldürdü, hepimiz biliyoruz.

Peki bisikleti süreni kim öldürdü?

Türkiye’nin bütün ulaşım politikalarını otomobil merkezli hale kimler getirdiyse, onlar öldürdü.

Dünyanın en pahalı benzini üstünden toplanan ekonomiyi kimler kurduysa, onlar öldürdü.

Kent içi ulaşımı toplu taşımadan kimler mahrum bıraktıysa onlar öldürdü.

Kentler arası ulaşımı otomobil merkezli hale kimler getirdiyse, onlar öldürdü.

Metro gibi, otobüs gibi ulaşımdan bizleri mahrum bırakarak yaratılan trafikten kimler kar bekliyorsa, onlar öldürdü.

Kent içinde 4’er şeritlik yollar yaparak anlık hızı bazen 80 km’ye ulaşmasını sağlayan kimler ise, onlar öldürdü.

Asıl önemlisi, karayolları kanununda ” bisiklet… motorsuz taşıtlardır” denilmesine rağmen bisikleti uygulamalarda yok sayan kimler ise, onlar öldürdü.

Aslında o kişileri hepimiz tanıyoruz. Politikacılar denen, ama nedense adelet yerine ayrım dağıtan, nedense hepimizden toplanan vergileri hepimize değil, sadece ve sadece otomobil sektörü gibi bir azınlığa dağıtan insanlar.

En temel hakkını kullanırken bir arabanın çarpması neticesinde ölen dostlarımızın sayısını ne yazık ki, o sürücülerin yargılanmasıyla değil, politikaları belirleyenlerin kanunlar ve kamunun vicdanında yargılanması azaltacak, yasalar karşısında eşit olduğumuzu kabul eden ve uygulayan politikalar ve politikacılar azaltacak.

Bisiklet yolu çözer mi? 

Bunun yolu bisiklet yolu değil.. Bisiklet yolunun aslında sadece teknik bir kandırmaca olduğunu Bağdat Caddesinindeki uygulamadan, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin daha 1 km bisiklet yolu yapmadan 250 km bisiklet yolu projesini önce 600 km’ye sonra da 1000 km’ye çıkarmasından gördük. Çünkü bisiklet yolu poitikacılar için bir demogojidir.

Bisiklet yolunun bir demogoji olduğunu Türkiye’nin İklim Değişikliği Eylem Planı’ndan yola çıkarak Bakanlığın kredi verme haberinin 103 belediye başvurusuna rağmen sadece 2 belediyeye verilmesinde gördük.

Bisiklet yolunun zaten şehir içinde 80-90 km gibi hızlara ulaştığı yerde işe yaramayacağını çok iyi biliyoruz.

Peki çözüm ne?

Çözüm çok basit; 

– Yasalarda tanınan bisikletli ulaşım ile ilgili bütün gerekliliklerin yerine getirilmesi, yani yasal eşitlik.

– Ekonomide toplanan vergilerden oluşan fosil yakıt ekonomisi yerine, iklim dostu çözümlere ayrılması, yani ekonomik eşitlik.

– Ülkenin 1990 yılına göre %124 fosil yakıt kaynaklı seragazı salım artışı yaptığı politikalar yerine iklim dostu hedefler alması, yani küresel sorumluluk.

– Ulaşımın bu 3 noktadan yola çıkarak, erişilebilir, cüzdan dostu, insan dostu ve iklim dostu sayısal hedefleri olan işlerin ülke çapında ve kent çapında yapılması… Yani politik adım!

Bugün hepimiz en temel ulaşım haklarını kullanan dostlarımızın başına gelenleri biliyoruz. Onları öldürenlerin hangi politikalar ve hangi politikacılar olduğunu da biliyoruz. Yapılması gerekenler onları geri getirmeyecek, ama daha fazla kaybımızın olmasını engelleyecek, daha fazla insanın güvenle bisiklet kullanmasını sağlayacak.

Bugün UKAME’de, Ulaştırma planlarında sadece ve sadece otomobil endüstrisi için, fosil yakıt lobileri için kararlar alınıyor. Bu kararlar, daha fazla duble yol, daha fazla hızlandırılmış ama sıkışık trafik, daha fazla doğa tahribatı demek. Bizim istediğimiz ise basit, ürettiğimiz değerlerin bütün insanlar ve doğa ile paylaşılması. Yani küçük bir azınlığın büyük bir çoğunluğa tahakküm kurmaması.

Bisiklet süreni kim öldürdü, biz gördük. Peki ya siz?

Önder Algedik, 350 Ankara aktivisti

 

Tolga, 11.11.12′de Seçimin İklimse Seçimim Sensin pankartını taşırken.

Tolga, 11.11.12′de Seçimin İklimse Seçimim Sensin pankartını taşırken.

 

 

 

 

1 Cevap

  1. fadike dedi ki:

    Yazı çok güzel ve çok yönlü. Malum yerel yönetimler ve ağası siyasi iktidarlar günü kurtarır, gelecek için uzun erimli planlar değil yalanlar söyler. Bisiklet yolu da böyle bir yalan. UKOME ise aynada sadece dört tekerlekli vasıtaları gören bir canavar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir