2016 Endeksinde Türkiye’nin İklim Karnesi: Yine Çok Kötü

Spread the love

Paris’te 21. Taraflar Konferansı-COP21 devam ederken, açıklanan raporda Türkiye iklim karnesi açısından yine çok kötü ülkeler arasında yer aldı.

8 Aralık’da Paris’te İklim Değişikliği Performans Endeksi açıklandı. Salımların %90’ından sorumlu 58 ülkenin değerlendirildiği rapor ile ülkelerin iklim değişikliği ile ilgili son performansları değerlendirildi. Türkiye listede geçen yıla göre bir sıra yükselmesine rağmen 50.nci sıraya yerleşti ve yine iklim performansı açısından “çok kötü ülkeler” kısmında yer aldı.

İklim değişikliğini durdurmaya yetecek gerekli adımları atan ülke olmadığı için ilk 3 sıranın boş bırakıldığı listede, seragazı emisyonundaki azalma ve politikalarda gösterdiği ilerleme nedeniyle 5. kez Danimarka 4. Sırada yer aldı. Yenilenebilir enerjide yaptığı büyüme ile İngiltere İsveç’in yerini alarak beşinci sıraya yerleşirken, İsveç ise altıncı sırayı alarak listenin en üstünde yer aldılar. İklim zirvesine ev sahipliği yapan Fransa altı basamak ilerleyerek 8. sıraya yerleşti. 2015 endeksinde sürpriz yapan Fas bu yıl da ilk 10’da yer almayı sürdürdü. Geçen yılın en iyileri arasında yer alan Kıbrıs 9. sıraya gerilemesine rağmen ilk 10’da yer almayı sürdürdü. ABD, iklim müzakerelerinde daha aktif rol alması, Keystone XL katran kumu petrolü boru hattı inşasını iptal etmesi nedeniyle 12 sıra ilerleyerek 34. sıraya kadar yükseldi. Ancak, hala dünyanın en çok karbondioksit emisyonu üreten ülkelerinde biri olması nedeniyle, iklim performansı kötü olan ülkeler arasında yer aldı. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu karnesi “çok kötü” ülkeler liginde ise bu yıl yine; Japonya, Rusya, İran, Kanada, Avustralya, Kazakistan yer alırken, Suudi Arabistan 61. olarak son sonuncu oldu.

Raporun yazarlarından Jan Burck (Germanwatch), değerlendirmesinde gelişen ülkelerin özellikle enerji sektörünü hızla karbonsuzlaştırdığının görüldüğünü belirtti.

2015 Performans Endeksinde öne çıkan konular;

  • Ekonomik büyüme için emisyon artışının doğru orantılı olması gerektiği iddiasını bu sene bir dizi ülke çürüttü. Ülkelerin ekonomik büyümeleri ve birincil enerji arzındaki artışa rağmen emisyonlar benzer artışı göstermedi.
  • 58 ülkeden 44’ünde yenilenebilir enerji sektörü pozitif büyüme yaşarken, pek çok ülkede bu büyüme iki haneli gerçekleşti.
  • Karbonsuzlaşmanın en öneli adımının kömür rezervlerini toprak altında tutmak olduğunu belirten çalışmada, emisyon artışı yüksek olan bir çok ülkenin kömür kullanımını azalttığını belirtti. Dünya ölçeğinde kömür kullanımı başta Çin ve ABD’de kaynaklı olmak üzere %2-4 oranında azaldı. Kömür kullanımındaki bu azalmada Axa ve Allianz gibi sigorta şirketlerinin kömür şirketlerine sırtını dönmesi ve yatırımlarını çekmesi yanında İngiltere, Avusturya gibi ülkeler ve Kanada’nın bazı eyaletleri kömürlü termik santrallerini kapatmaya başlaması önemli rol oynadı. 2018’e kadar Yeni Zelanda 2 santralini kapatırken, Hollanda aşamalı olarak tüm termik santrallerini kapatma kararı aldı

 

Türkiye Fas’a çok uzak!

Bu yıl da hem Fas hem de Kıbrıs Performans Endeksinde ilk 10’da yer almaya devam etti. Kişi başı emisyonları 3 ton olan ve Dünya’daki emisyonların binde 1,6’sınden daha azından sorumlu olan Fas, Kesin Katkılar için Ulusal Niyet Beyanını (INDC) ilk teslim eden Afrika ülkesi oldu. Karbonsuz büyüme için hedef ve politikalarına bağlı azaltım ve uyum planlarını da beyanlarında teslim etti. Küresel emisyonların binde 7,7’sinden sorumlu Türkiye ise beyanını son gün teslim etti.

CCPI-Fas

 

50. sıradaki Türkiye ve 10. sıradaki Fas karşılaştırıldığında iki ülkenin neden uzak ara ile sıralandığı görülüyor;

  • Türkiye 2030 yılı için 10,5 ton kişi başı sera gazı hedefine sahipken Fas 3,1 ton sınırını hedef olarak koydu.
  • Türkiye 2023 için güneş ve rüzgar hedeflerini 2030’a ertelerken, Fas, güneş enerjisinde %14, rüzgarda %14 pay hedefini 2020 için koydu.
  • Fas iklim dostu enerjileri arttırmakla beraber, aynı zamanda toplam enerji tüketimini azaltmayı da taahhüt etti. 2030’a kadar toplam enerji tüketimini %15 azaltmayı hedeflerken, Türkiye ise her yıl enerji tüketimini arttırmayı sürdürüyor. 1990-2012 arası birincil enerji tüketimi Türkiye’nin %128 arttı (1).
  • Fas iklim değişikliğine uyumu güçlendirmek için 2005-2010 arası harcamalarının %9’unu ayırırken, Türkiye beton ve asfalta dayalı projelere yatırım yapmayı sürdürüyor.

 

Raporun hazırlanmasında katkı koyan uzmanlardan biri olan ve 350Ankara’nın kurucularından Önder Algedik, Türkiye’nin durumunu değerlendirdi. Algedik ”Rapor gösteriyor ki, pek çok gelişmekte olan ülke ön sıralarda yer alırken, bazı gelişmiş ülkeler kötü not alırken, iklim değişikliğini durdurmak için adım atmanın ekonomik gelişmişlikle değil, politik yaklaşım ile bağlantılı olduğunu görüyoruz. Türkiye’nin politika yaklaşımı ise ekonomiyi karbon merkezli hale getirmek. Bu yüzden de fosil yakıt üreticileri arasında yer alıyor.” dedi.

***

Germanwatch ile Küresel İklim Ağı-Avrupa’nın (Can Europe) birlikte hazırladığı İklim Değişikliği Performans Endeksi dünyadan 230 iklim ve enerji uzmanın yardımı ile hazırlanıyor. Endeks, toplam seragazı salımından ülke politikalarına kadar çeşitli kıstaslara göre hazırlanıyor. Raporun bağlantısına  www.germanwatch.org adresinden ulaşabilirsiniz.

350 Ankara: İkim değişikliğini durdurmak için mücadele eden bir eylem imecesidir. Atmosferde olması gereken karbondioksit miktarının milyonda 350 parçacık olmasını hedefler. Bugün bu rakam 400 parçacık seviyesindedir. 350 Ankara küresel düzeyde eylemlere destek verir, yerel mücadeleyi örgütler. 350 Ankara aktivistlerin ve destekçi örgütlerin gönüllü olarak çalıştıkları bir eylem aktivizmidir.

(1) Kaynak: Kömürü Finanse Etmek, Algedik.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...