Türkiye’nin İklim Planları iklimi öldürür!

Spread the love

Türkiye, uzun bir süre İklim Değişikliği Eylem Planı, İDEP’i hazırladı ve geçtiğimiz yaz aylarında yayınladı. İDEP hazırlık sürecine 350 Ankara destekçilerinden Tüketici Dernekleri Federasyonu-Tüdef ve Tüketici Koruma Derneği-Tükoder Ankara şubesi katıldı. Ancak görüşlerimiz hiçbir şekilde dikkate alınmadı. 


İDEP’in ne olduğunu, hem taslak sürecinde bakanlık ve kamuoyu ile, hem de yayınlandıktan sonra basın yolu ile Tüdef, Tükoder, Odtü MD, Afsad ve PAB imzaları ile çeşitli şekillerde paylaştık. İşte sizlere İklim Değişikliği Eylem Planı’nın nasıl iklimi öldürdüğünü paylaşıyoruz.


Önce 2 Haziran 2011 tarihinde kamuoyu ile ” Çevre Bakanlığı İklimi Öldürmesin! ” diyerek paylaşmıştık. Açıklama da planın içeriğini de ortaya koymuştuk:

1-    İDEP ulusal ve detaylı hiçbir hedef vermemektedir. 140 ülke Kopenhag Uzlaşması çerçevesinde hedeflerini ve projelerini ortaya koymuşken, Türkiye’nin daha bitiremediği planda hiçbir sera gazı azaltım hedefi yer almamaktadır.
Kopenhag Uzlaşması için ülkeler (mavi renkliler) sera gazı azaltımı için çeşitli
hedefler  koyarken Türkiye’nin de olduğu ülkeler (yeşil) hedef koymadı!

2-    Varolan hedefler tamamen iklimi öldüren hedeflerdir. Planda 2023 için bütün kömürlerimizi yakacak santral, bütün dereleri yok edecek baraj hedefleri gibi hedefler yer almaktadır.
Eylem planı, hala yeni termik santrallerinin yapılmasını
ve yaygınlaştırılmasını hedeflemeye devam ediyor!
3-    Önerilen eylemler tamamen asıl işlerin engellenmesi içindir. Örneğin “Tramvay, hafif raylı sistem ve metro alternatiflerinin, bu teknolojilerin gerektirdiği yolculuk talebinin var olması durumunda değerlendirilmesi” gibi bir eylem 2020 hedefi  ile planda yer almaktadır. 
“Planlama ve tasarımda toplu taşıma, bisiklet ve yaya erişimi için standartların geliştirilmesi”
eylemi için konulan tarih hedefi 2016!!! 5 yıl boyunca standart geliştirecekler,  sonra ne zaman bisiklet yolumuz olacak?
 
4-    Eylemler, iklim değişikliğinden etkilenecek tüketicilere fatura ödetmeyi hedeflemektedir. Örneğin “Çevre Tüketim Vergisi’nin yükseltilmesi eylem olarak konulmuş, ancak bu kaynağın neden atık yönetimine gitmediği konu edilmemiştir. Benzer şekilde, “Demiryollarında yük taşımacılığında özel sektör payının arttırılması” gibi tüketici için özelleştirme politikaları yer almaktadır.
İDEP’de demiryollarına ağırlık verilecek derken Haydarpaşa ulaşıma kapatıldı ve
İstanbul Türkiye’nin demiryolu ulaşımı olmayan en büyük kenti oldu!

 2,5 yıl içinde 300 bin dolarlık dış finansman ile Çevre ve Orman Bakanlığı ve UNDP tarafından yapılan plan kabul edilebilir değildi. Bilimin küresel sera gazı salımlarının 1990 yılına göre 2050’ye kadar %90 azaltılması gerektiğini söylediği bir ortamda zaten Türkiye’nin kendi salımlarını şimdiden 2’ye katladı. Bu planla, salımlarını 2020’de 4’e katlamasını mümkün hale getirecek bu plan açıkça ciddiyetsizliktir.
     
  ***

Ancak bakanlık, metni bu sözleri dikkate almadan resmileştirdi. Biz de 24 Haziran 2011’de  “İklim Değişikliği Eylem Planı: Yeşil Demogoji” diyerek paylaştık. İşte gerekçelerimiz:
İDEP ile ilgili olarak zaten planın ulusal ve detaylı hiçbir sayısal sera gazı azaltımı hedefi içermediği, konulan eylemlerin kömürün tamamını kullanmak gibi iklimi öldüren eylemler olduğunu ve hatta asıl eylemleri engelleyecek şekilde kurgulanmış olduğunu ifade ederek planın tüketiciye ciddi fatura ödetmeyi amaçladığını duyurmuştuk.

Bakanlık “Yeşil Demogoji” Yapıyor!

Bakanlığın yaptığı açıklamada, elektrik dağıtım kayıplarının %8’i indirilmesi, vahşi depolama alanlarının kapatılması, kamu binalarına enerji tüketiminin %20 azaltılması gibi eylemlerin 2023 yılına kadar yapılması hedefleniyor. İnsanlar için normalde yapılmış olması gereken eylemlerin iklim için yapılıyormuş gibi gösterilerek “yeşil demogoji” yapılıyor:

– Elektrik dağıtım kayıplarını indirmek için neden 2023 bekleniyor? Bunu zaten yapmış olmaları gerekmiyor muydu?

– Benzer şekilde, kamu binaları enerji kullanımını %20 azaltmak, vahşi çöp sahalarından kurtulmak içinde 2023’e kadar beklemeye gerek yok.

Belli ki, Bakanlık, elektrik dağıtım kayıplarının halkın ödediği, kamu binalarının enerjiyi verimsiz kullandığı, atıkların geri dönüşümü, azaltımı ve tekrar kullanımı politikalarının ise hedef olmadığı bir planı kabul etmemizi istiyorlar. Aslında, Bakanlık yapılmış olması gereken işleri iklim değişikliğini durdurma hedefi diyerek tam bir yeşil demogoji yapıyor.
Türkiye’nin sera gazı salımları dünya ortalamasının üstünde ve olması gerekenin ise 3 katı! Mevcut iklim değişikliği eylen planı ve hedeflere göre 2020’de dünya ortalamasının 2 katı küresel hedefin ise 6 katı olması bekleniyor!
Hatırlanacağı üzere, Türkiye İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Kyoto Protokolü’ne görüşüldükten 12 yıl sonra 180 ülkenin ardından katılmış, 2009’da görüşülen Kopenhag Uzlaşmasına ise 140 ülkenin hedeflerini iletmesine rağmen Türkiye “yeterince kirletmediği” gerekçesi ile azaltım bildiriminde bulunmamıştı. Bildirimde bulunan ülkelerden Endonezya %26, Meksika ve Güney Kore %30, Brezilya ise %38 salım artışlarını azaltma hedefi koyarken, Maldivler gibi bazı ülkeler ise karbon nötür olmayı 2020 hedefi olarak Birleşmiş Milletlere iletti. Türkiye ise 2009 yılnda salımlarını 1990’a göre ikiye katlarken, 2020’de üçe, hatta dörde katlamayı planlıyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir