2015 Kömür Yılı Olabilir mi?
Yazı:Önder Algedik Kaynak: Yeşil Ekonomi
2012 yılını Enerji Bakanlığı “Kömür Yılı’’ ilan etmişti. Soma’da yaşanan facia, ardından gelen Ermenek ve diğer kömür madenlerindeki kazalar gözleri bir anda kömür madenciliğine çevirdi. Kamuoyu bu süreçte kömür üretimi ilgili kavramları öğrendi.
Kömürden enerji elde etmeye gelince durum pek de iç açıcı değil. Genel enerji ihtiyacına baktığımızda, Türkiye kömürden elde ettiği enerjiyi 2012’de 1990’a göre yüzde 136 arttırdı. Bunu yaparken de kömür konusunda bir dizi düzenlemeyi geliştirdi, engeli azalttı, desteği ise arttırdı. Devletin yaptığı bu“promosyonlarla” kömür gibi kirli, maliyetli ve iklimi değiştiren bir yakıt büyüdü.
Her koşulda kömür!
Kalitesi düşük olan linyiti elektrik üretiminde kullanmak için Türkiye’nin bir dizi imtiyazlar sağladığını biliyoruz. Linyite verilen bu olağanüstü ayrıcalıktan ithal kömür de nasibini alıyor. 1990 yılında 5,5 milyon ton kömür ithal eden Türkiye, 2013’e gelindiğinde 27 milyon tondan fazla kömür ithal etti. Daha fazla ithal edilen kömür sayesinde 2014 yılında işletmeye alınan her 3 MW’lık gücün biri ithal kömür santrallerinden geldi. Sonuca baktığımızda, yerli kömür de olsa, ithal kömür de olsa her koşulda kömüre imtiyaz genel politika oldu.
Her koşulda kömür politikası, iklim değişikliği açısından ciddi bir sorun. Türkiye’nin kömür kaynaklı seragazı emisyonu 22 yılda yüzde 130,3 arttı. Böylece ülke olarak 2012 yılında atmosfere saldığımız her 5 karbondioksitin ikisi kömür kaynaklı oldu.
Kömürün tahtı sallanıyor
ABD Çevre Koruma Ajansı, kömür santrallerinin insan sağlığı ve iklim değişikliğine etkilerini azaltmak için bazı standartlar koydu. Çin ise İklim Değişikliği Eylem Planı çerçevesinde kömür santralleri için yeni standartlar ve sınırlar getirdi. Böylece 10 GW’lık mevcut kömür santrallerinin kapanmasının yolu açıldı. Bütün bu gelişmeler olurken, Türkiye bir dizi termik santral için sınırlamalar getirmek yerine, özelleştirilen santralleri, 2019 yılına kadar çevresel yükümlülüklerden muaf hale getirdi.
Çin dünyanın ikinci büyük taşkömürü rezervine, beşinci büyük linyit rezervine sahip. 2006-2007 yıllarında kömür tüketimi yılda seviyesinde artarken bugün bu artış yavaşlamış durumda. 2012 ve 2013’de tüketim artışı %3’ün altında gerçekleşti. Daha bir kaç yıl önce ‘’kömürcü’’ olan Çin, iklim politikalarındaki gelişmelerle birlikte bugün yenilenebilir enerjinin adresi oldu. 2013 yılında yapılan fotovoltaik ve rüzgar yatırımlarında birinciliği aldı.
Kömür üretimi ve tüketimi konusunda başı çeken ABD ve Çin’in kömür santralleri konusunda sınırlamalar getirmesi sektörü belirleyecektir. Nitekim, küresel düzeyde kömür sübvansiyonlarının tartışılıyor, yatırımcılar dikkatli olmaya zorlanıyor. Ama Türkiye güvenli liman olmaya devam ediyor.
Türkiye’nin güneşi yok mu?
Türkiye’nin enerji istatistiklerinde 2013 yılında güneş enerjisi santralleri-GES yer almadı. 2014 yılında heyecan verici bir şey oldu ve yıl sonu itibariyle 40 MW kurulu güç istatistiklere girdi. 2013 yılında dünya’daki GES kurulu gücü 139 bin MW’a ulaştı. Bu durumda Türkiye’nin 2014 yılındaki güneş enerjisi kurulu gücünün, bir önceki yılki küresel GES gücünün on binde üçünden az olduğu görülecektir.
Türkiye kömürü olduğu gerekçesi ile linyit ve ithal kömürün önünü açarken, güneş enerjisine eşit davranmıyor. Turizmde güneşi öne çıkartan, güneş enerjisi ile sıcak su elde etmede kurulu kapasitesi itibariyle dünyada ikinci sırada olan Türkiye, GES konusunda gerilerde yer alıyor.
2015 yılı kömür yılı olabilir mi?
Türkiye’nin “her koşulda kömür” politikası devam ediyor. Diğer taraftan, kömür için güçlü garantiler, çevresel yükümlülüklerden muafiyet, ihalesiz lisans alma gibi avantajları ile var olmaya çalışıyor. Bütün bunları da dünyada kömür sübvansiyonlarının tartışılmaya başlandığı, ülkelerin kömür santrallerine standart koyduğu, emisyon sınırlarını tanımladığı bir dönemde yapıyor.
2015 yılı dünyada iklim değişikliği konusunda sert tartışmaların yaşandığı, adımların atıldığı bir yıl olacağı, ülkelerin güneş, rüzgar ve enerji verimliliğinde rekabeti bir kat daha büyüteceği yıl olacak.
2015 yılına geldiğimizde Türkiye kömür yılını yaşamaya devam edecek.