Köprü bize neleri kaybettirecek? – Mehveş Evin
Üçüncü köprü ve Kuzey Marmara Otoyolu’na ayrılacak kaynak, 55 milyar TL. Peki bu parayı, hem daha düşük karbonlu, hem toplu taşımayı daha rahatlatacak çözümlere ayıramaz mıyız?
Gündemdeki ‘çılgın’ gelişmeler, İstanbullu’nun hayatını birebir ilgilendiren meselelerin medyada yeterince tartışılmamasına sebep oluyor. Oysa Ulaştırma Bakanı’nın ‘özkaynağımız’la yapılacağını söylediği üçüncü köprü ve bağlantılı yolları şimdi tartışmazsak yarın çok geç olacak.
Üçüncü köprünün şehre vereceği zararlar -göç, yapılaşma, çevre, iklim değişikliği, biyoçeşitlilik, orman kaybı- çok büyük, bu da akademik raporlarla tespit edildi. ÇED raporu dahi yok. Mahkeme bilirkişi atamadı. Muhalefetin Meclis’e verilen soru önergeleri yanıtlanmadı. Bunların hepsine daha önce değindim.
Öte yandan üçüncü köprüye ayrılacak kaynağın nasıl kullanılabileceği ve ulaşım sorununu çözmek için alternatiflerin ne olabileceği soruları da yanıtlanmalı. İki gün önce, duble yollara şimdiye kadar ayrılan 43 milyar TL’yle ulaşımda nelerin gerçekleştirilebileceğine yer verdim.
İklim danışmanı Önder Algedik, daha çevre dostu, daha etkin ve modern bir ulaşım politikası için rakamlarla karşılaştırma yapmama yardımcı oldu. Merak edenlerin salı günkü yazıyı okumasını rica ederim.
Geleceği yok eden sistem
Bugün, “Karayolu merkezli bir ulaşım politikası bize neleri kaybettiriyor?” sorusunu soralım. Her şeyden önce, şimdiye kadar duble yollara harcanan paralarla daha konforlu ve ucuz çözümlere şimdiye kadar sahip olabilirdik!
-Yeni köprü, daha fazla otomobilin trafiğe çıkması demek. Haliyle sera gazı salımlarının daha fazla artmasına neden olacak.
-1990 yılına kıyasla, 2009’da yüzde 80 daha fazla sera gazı salıyoruz. Yani, 2050’ye kadar küresel salımların yüzde 90 oranında azaltılması gerekirken biz, tam tersini yaptık.
-Anlayacağınız, bugün toplanan vergilerle geleceğimizi yok eden bir sistemi finanse ettik. Algedik’e göre, böylesi bir tercih yerine 43 milyar TL’yi düşük karbon çözümlerine ayırmış olsak, ciddi bir ekonomi ve yeşil bir iş gücü ortaya çıkardı.
Başka bir dünya mümkün mü?
Türkiye’de sıfır karbonlu ulaşım çözümünü konuşmak size çok mu komik geliyor? O zaman dünya ülkelerinin ne yaptığına bir bakalım!
Artık pek çok ülke, sıfır karbonlu ulaşım modellerini kuruyor ve yapıyor. Zaten bunu keyiflerinden değil, geleceklerini kurtarmak için yapıyorlar. Sadece AB ülkelerinden de bahsetmiyoruz ha!
Mesela Etiyopya, 2020’ye kadar 5 bin kilometre demiryolu yapmayı ve ağın enerji ihtiyacını da yenilenebilir enerjiden karşılama hedefini adım adım hayata geçiriyor.
Şimdiye kadar duble yollara, yani fosil yakıtlara 43 milyar TL harcadık. Eğer bugün alınan ekonomik kararlar değişmezse,devamında 55 milyar TL’yi aşan bölünmüş yol ve otoyolları finanse etmeye devam edeceğiz.
Yani ne iklim değişikliğiyle mücadele edebileceğiz, ne de toplu ulaşım sorunumuzu çözebileceğiz!
BU PARAYLA NELER YAPILIR?
Peki 6 milyar doları bulan üçüncü köprü maliyetiyle neler yapılabilir? Referans olarak Kadıköy-Kartal metrosu, İzmir metrosu ve Antep hafif raylı sistemlerini alalım.
-1 km. yolun maliyetine bakınca, Kadıköy-Kartal metrosunun çok daha pahalıya mal olduğunu görüyoruz. Nedeni, metronun 40 metre yerin altından yapılması.
-Bu kadar derine kazmanın maliyeti büyük, çünkü civardaki plazalar, binalar çoğaldıkça daha derine inmek zorundasınız. Anlayacağınız metro geciktikçe daha pahalı hale geliyor.
Tablo şöyle:
Bu yazı 19 Ocak 2012 tarihli Milliyet Gazetesi‘nden alınmıştır.