Kentlerimizin havası da, iklim değişikliği de 90’lardan daha kötü
1990’lı yıllarda hava kirliliği gündemdeydi. O yıllarda kentlerde raylı sistemler, kömrüden doğalgaza geçiş hem konuşuluyor, hem de ciddi adımlar atılıyordu. Avrupa Hava Kalitesi İzleme İstasyonları’nın son raporu ardında Türkiye’deki bir dizi kentte hava kirliliğinin had safhada olduğu ortaya çıktı.
350 Ankara olarak, biz de kentlerin hava kalitesinde en önemli 2 oyuncu olan ulaşım ve konutlarda fosil yakıt kullanımını inceledik ve inceleme sonuçlarını paylaşıyoruz:
Kentlerimizin havası da, iklim değişikliği de 90’lardan daha kötü
- Türkiye’de otomobil sayısına baktık. 1990”da 1,6 milyon otomobil varken 2014 Ekim ayında 10,6 milyona çıktığını gördük.
- Karayolu ulaşımında kullanılan petrol miktarına baktık. 1990’da 7,6 milyon ton petrol kullanılmışken, 2013’de 19,6 milyon ton petrol kullanıldığını bulduk.
- Böylesi bir artışın sonucunda karbondioksit emisyonlarına baktık. Karayolu ulaşımı kaynaklı karbondioksit emisyonu 1990’da 24 milyon ton iken, 2012’de 55,5 milyon tona ulaştı.
Biz sadece otomobil sayısı, petrol kullanımı ve karbondiksit emisyonu üstünden baktık. Bir de petrol ürünlerinin yakılması ile ortaya çıkan karbonmonoksit, hidrokarbonlar (etilen, benzen gibi), nitrojenoksitler, kısmen yanmamış yakıt ve partiküllerinde arttığını tahmin etmek güç değil.
Sonuç olarak…Karayolu ulaşımında kentiçi ulaşımın önemli bir rolü olduğunu bildiğimize göre, bu kadar karbondioksit emisyonu varken, kentlerin havasının 1990’dan daha temiz olması mümkün değil.
Diğer bir konu ise, konutlarda fosil yakıt kullanımı. Binalarda ısınma ve mutfak için fosil yakıtlar kullanılır. Bunlar, kömür, doğalgaz ve fuel-oil’dir. Hatırlarsınız Doksanlı yıllarda kentler kömür koktuğu için doğalgaza geçildi. Baktığımızda kömürden doğalgaza geçildiği halde 1990 yılında 8,9 milyon ton olan kömür kullanımı, 2013 yılında 10,3 milyon tona çıktı. Yani kömür kullanımını azaltmak için bir dizi önleme rağmen binalarda daha fazla kömür kullanır olduk.
- Kömür, doğalgaz ve fuel-oil kullanımı toplamı daha da arttı ve binalarda kullanılan fosil yakıt kullanımı kaynaklı toplam karbondioksit emisyonu 23,4 milyon ton’dan 2012’de 61,3 milyon tona çıktı.
Biz sadece konutlarda fosil yakıt kullanımı kaynaklı karbondiksit emisyonu üstünden baktık. Bir de bu ürünlerin yakılması ile ortaya çıkan zaehirli gazlar, kömür yakılması ile ortaya çıkan kül, güneş ısınlarının birleşmesi ile ortaya çıkan asit yağmurlarının arttığını tahmin etmek güç değil.
Sonuç olarak.. Kentlerde binalarda fosil yakıt kullanımı kaynaklı karbondioksit emisyonu bu kadar artarken, kentlerin havasının 1990’dan daha temiz olması mümkün değil.
Kısaca, kentlerdeki bu kadar çok otomobil, bu kadar çok verimsiz konut varken, bu kadar karbondioksit emisyonu artmışken, vardığımız sonuç:
Kentlerimizin havası da, iklim değişikliği de 90’lardan daha kötü
Bu yazıdaki veriler Genel Enerji Tabloları, TUİK istatistikleri ve TUİK tarafından hazırlanan Ulusal Envanter Raporundan hesaplanmıştır.